-neden yazmıyoruz acaba?
+vakti değildir yazmıyoruzdur.
-çok uzun zaman oldu ama.
+olsun. hiç de böyle yaşamamıştık. yazmayı yaşamaya tercih ettiğimiz zamanların rövanşıdır belki.
cânım zeynep. benim rövanş alındı, bak buradayım yine. şehrin üstünde kasvet, bulutlar kara, bahçeli evler ırak. yalnızlıklardan yalnızlık beğeniyorum. -yine-
fakat henüz tam değil, tam olarak ulaşamadım ideal yalnızlık kavramına.
vuslat yakındır.
ehven-i şerreyn
uyumanın lüks olduğu geceler vardır, işte onları anlatıyorum.
20 Nisan 2018 Cuma
10 Aralık 2017 Pazar
bir şiir üzerine zeyneple saatlerce konuşmayı özledim, saçma sapan şair dedikodularının kafamızda oluşturduğu fazlalıktan memnun olduğumuz zamanları. istanbula ettiği küfürlerden ötürü, tevfik fikret'e attığım tribi hatırladım. ağa kapısındaydık, ağa kapısının kafa dinlemelik yer olduğu vakitlerdi. 'düşünsene istanbulun en güzel manzarası lan zeynep, adamın odasının camında.' masamızın manzarasının da aşağı kalır yanı yoktu tabii.
'seni de bu şehre hapsetseler sen de küfür ederdin dilan.' demişti her zamanki mantıklı haliyle. o hep sakin ve mantıklı, ben hep sabırsız ve fevriydim. hala öyleyiz. daha büyük dertlerimiz var artık. anlatması eskisi gibi keyif vermiyor. türevini alarak anlatıyorum, zeynep eski dikkatiyle dinliyor. birbirimize daha az vakit ayırıyoruz, şairlere de. istanbula küfrediyorum her görüştüğümüzde.
'seni de bu şehre hapsetseler sen de küfür ederdin dilan.' demişti her zamanki mantıklı haliyle. o hep sakin ve mantıklı, ben hep sabırsız ve fevriydim. hala öyleyiz. daha büyük dertlerimiz var artık. anlatması eskisi gibi keyif vermiyor. türevini alarak anlatıyorum, zeynep eski dikkatiyle dinliyor. birbirimize daha az vakit ayırıyoruz, şairlere de. istanbula küfrediyorum her görüştüğümüzde.
6 Aralık 2017 Çarşamba
insanın şaşkınlıktan dili tutulur, bende o da yok. kaptırmış gidiyorum, layıkıyla hem de. gündüz rakamların peşindeyim, gece şiir okuyorum. insan bir yerden sonra delirir, benim aklım yerinde.
neye ne kadar fırsatım oldu, oturup tartışabiliriz. değişkenler ve sabitler ne kadar göreceli; ikna edilebilirim. hiçbir kabın şeklini alamam ama almış gibi yaparım, ruhu duymaz kimsenin.
zaten kimsenin kimseyi ruhu duymuyor, öyle bir vakit bu. şu saksıdaki çiçeğin inadı bende yok, dert anlattıkça büyüyor. o büyüdükçe, ben küçülüyorum.
neye ne kadar fırsatım oldu, oturup tartışabiliriz. değişkenler ve sabitler ne kadar göreceli; ikna edilebilirim. hiçbir kabın şeklini alamam ama almış gibi yaparım, ruhu duymaz kimsenin.
zaten kimsenin kimseyi ruhu duymuyor, öyle bir vakit bu. şu saksıdaki çiçeğin inadı bende yok, dert anlattıkça büyüyor. o büyüdükçe, ben küçülüyorum.
9 Kasım 2017 Perşembe
16 Ağustos 2017 Çarşamba
19 Temmuz 2017 Çarşamba
18 Temmuz 2017 Salı
insan kendine yapar; ben kendime yapıyorum. daha evvel de dediğim gibi kendi düşen ağlamalı; ben bu aralar uzun zamandır olmadığı kadar çok ağlıyorum. her zamanki gibi sessizce bir köşeye pısarak da değil. bağıra bağıra. hayal kırıklığıma ağlıyorum, beni asla mutlu edemeyecek insanlara verdiğim şanslara ağlıyorum. kendi kendime mutlu olamayışıma ağlıyorum. kahrolası beynime ağlıyorum:
-neden bana yeni oyunlar kuruyorsun?-
-neden bana yeni oyunlar kuruyorsun?-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)