şimdi sen,
kim bilir kaç insan adımı uzakta,
ama aynı göğün altında
biliyorum uyumuyorsun.
aklında soru işaretleri, çelişkiler;
sol yanında artık göğüs kafesini
laçkalaştırmış ağrılarla başbaşasın.
tek başınasın, karanlıktasın.
yaşamak az da olsa anlam kazanıyor,
beni ışık bellediğinden;
seni yoldaş bildiğimden.
kızma bana ama
vakit isyanı çınlıyor kulağıma.
var olduğunu bilmek bir yana;
sevmemene rağmen çay koyup,
bana eşlik etmen bir yana..
şimdi sen,
iyi de olsan kötü olsan
bir 'nasılsın'ımı beklersin,
cevabıma göre de ruh halini belirlersin.
bilmeyene izahı zor, ve hatta fütursuzca.
şimdi ben
bu kahrolası karanlıkta
ellerini tutup sana
şunu söylemek isterdim;
ecdadım sulara gömülmeden karşıya geçebilmiş ama;
benim köprü yapmaya da,
enkaz toplamaya da,
gücüm kalmadı cancağızım.
söyle, ne yapmam lazım?
30.05.2013
10 Ekim 2013 Perşembe
7 Ekim 2013 Pazartesi
hiçbir sanata gerek duymadan; en yalın haliyle.
atakan'ın doğum günüydü bugün; başarısız dediğine bakmayın, zorladım gönderdim. mazimiz adının hakkını verecek kadar derin onunla. biz bi ilişki yaşamayı denedik, beceremedik. nasıl desem, bu benim gözümde başarısız bir ilişki olmadı asla. bir ilişkinin bitmesi 'başarısız' olduğunu göstermez. çok küçüktük, öyle ki hayatın ne olduğu hakkında şimdikinin 9da 1i kadar bile fikrimiz yoktu. beceremedik, 'ayrılalım!' dedik. mecburiyetten konuşmalar, özlemden bakışmalar; çekişmeliydi hepsi. taa ki; ölüm sahneye çıkıp çok sevdiklerimizden birini yanına alana kadar. o geceden sonra idrak ettim, kaybetmemem gerekenlerin başında olduğu. bana 'numaram sende yok mu?' demesiyle bir sürü farklı his akın etti içime. bunun izahı zor, bunun izahı o geceki nemli gözlerimizde. bir şey söyleyemememizde, ağladığımızı çaktırmamaya çalışmamızdadır belki. o geceden sonra, hep bir kapım daha olduğunu bildim. ne zaman çalsam, açacaktı bildim. ben onun yüreğindeydim bildim. az az konuştuk, kimi zaman buluştuk, kimi zaman sarıldık. kimilerine göre kötü bir şey bu, etik değil bu; eski sevgiliden dost olmaz mantalitesi. geçmişi iyisiyle kötüsüyle güzel anabilmek, birbirimizi mazur görebilmek bize çok yakıştı. ona sarıldığımda geçmişe sarılıyorum, ona gülümseyince geçmişe gülümsüyorum. o çoğu zaman nefret ettiğim geçmiş, bir an için de olsa gül bahçesi olabiliyor sayesinde.
son olarak o güzel insana selam olsun, ruhu şâd olsun.
-keşke sen de burada olsan..-
6 Ekim 2013 Pazar
1 Ekim 2013 Salı
beyazgemi
-ben gecenden geçen bir beyaz geminin eskimiş hüzün sesiyim.
düşün ki ben yolcumla eskiyorsam eğer, neyi anlatır sana rengim?-
yolun mu değişti, yolcun mu
neyi anlatacak bana rengin çocuk?
düşün ki ben yolcumla eskiyorsam eğer, neyi anlatır sana rengim?-
yolun mu değişti, yolcun mu
neyi anlatacak bana rengin çocuk?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)