15 Nisan 2014 Salı

"hiçbir kaleme ait değilsin sen."
beni senden daha iyi anlayan oldu mu ozan? peki ya şekersiz içecek olan?
okuduktan sonra okkalı bi küfür et yerime. sesli sesli.

13 Nisan 2014 Pazar

anadil

bugün amcamın ölümünün üzerinden tam 40 gün geçti, ruhu öbür dünyada huzur bulsun gayesi ile yemeğini verdik. kuzenlerimle bir masada oturmuş konuşuyorduk, tanımadığımız bir kadın yaklaşıp zazaca olduğunu düşündüğüm bir şeyler söyledi. anlamadım dedim, tekrar etti. anlamıyorum ki dedim. "diyorum ki; pırlanta gibi çocuklarsınız niye anadilinizi konuşmuyorsunuz?" dedi, sonra da gitti.
yerin dibine girdim.

6 Nisan 2014 Pazar

mektuplar

yazmak istediğim ama unuttuğum; unutmak istediğim ama belleğime her gün daha da kazıdığım anılar silsilesi. aslında çok yaşlıyım, ama bugünlerde tanıştığım herkes 'hiiiç göstermiyorsun' diyor. Bugünlerde çok insanla tanışıyorum, ama kimseyi tanımak gibi bi gayretim yok. Ayaküstü muhabbetler. Ayaküstü muhabbetlerde iyiyimdir doğrusu.
Ahmed Arif'in leylim leylim'i bi solukta hayranlıkla okumuştum. Geçen yine bi ayaküstü muhabbette arkadaşla konusu açıldı. 'Özel hayata saygı, okunmamalı.' Dedi arkadaş. Açıkçası hiç sorgulamamıştım. Düşününce de ayıplık bi tarafını bulamadım. Mektuplarının okunmasını ister miydi diyolar. Bilmiyoruz elbet. Ama mektup Ahmed'in elinden çıktığı anda; Leyla'nındır artık. Leyla ister okur, ister saklar, ister yırtıp atar. O kağıt parçasının kaderi Leyla'dadır. Hakikaten de elime alır almaz Leyla'nın rızası var mıdır diye baktım. Üstelik, kim Ahmed'i Leyla'dan daha iyi tanır?
Belki kusruma kılıf uyduruyorum, ama ben sevdayı Ahmed Arif'ten öğrenmiş biri olarak, onun derinliklerine inmeyi sakıncalı bulmadım. Bilse bunu, o da iyi ettin derdi bence. Sonuç olarak, onu bana daha iyi anlatacak bi satıra dahi can atarım her zaman.
 Sus kimseler duymasın,
 Duymasın, ölürüm ha.
 Aymışam yarı gece,
 Seni bulmuşam sonra.
 Seni, kaburgamın altın parçası.
 Seni, dişlerinde elma kokusu.
 Bir daha hangi ana doğurur bizi?

Ya hu.. bir daha hangi ana doğurur onu?